SOL Parti İzmir İl Örgütü, İzmir Valiliği’nin yasağına rağmen eylem yaptı, “Saray rejimi, mafyanın, çetelerin tarikatların bir avuç sömürücü rantçının bir koalisyonudur. Bir tuğla da sen çek, bu düzen değişsin,” dedi.
BİRGÜN EGE
İzmir Valiliği, kentte her türlü gösteri, eylem ve etkinliklerin yapılmasının 7 gün süreyle yasaklandığını duyurmasının ardından, SOL Parti İzmir İl Örgütü eylem yasağını deldi. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan eylemde “Bir tuğla da sen çek, bu düzen değişsin” denildi.
SOL Parti İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Bülbül, AKP-Saray düzeninde lağımın yine patladığını belirterek, “Daha önce fethullahçı çete ile kurdukları ortaklık sonrası tüm kirli çamaşırları ortalığa saçılan AKP şimdi de mafya- çete -uyuşturucu ilişkileri yüzünden yeni itiraflarla karşı karşıya. Bu itirafların ne kadarının doğru olduğu elbette ki ‘bağımsız bir yargı’ tarafından soruşturulmalıdır. Ancak bu ülkede böyle bir yargı mekanizması mevcut değil. Üstelik gerçek olduğunu bildiğimiz şeyler var. Saray rejimi, mafyanın, çetelerin tarikatların bir avuç sömürücü rantçının bir koalisyonudur. Bu koalisyonda payına düşeni az bulan diğerini gammazlar, itiraflar havada uçuşur” dedi.
Bülbül, “ABD- NATO destekli örgütlenen kontrgerilla güçlerinin 12 Eylül sonrası karanlık birtakım ilişkiler içinde yeraltı organizasyonları kurduğu herkes tarafından biliniyor. Devletin derin güçlerinin kirli işleri bu organizasyona yaptırdığı ve bunların kimi faili meçhul cinayetlerin sorumlusu olduğu pek çok kez kanıtlandı. Susurluk kazası sonrası bu ilişkiler ortaya saçılmış, toplum bu kesime karşı ayağa kalkmıştı. Halkın tepkisi karşısında bu düzenin bazı aktörleri ifşa olmuş, dönemin içişleri bakanı Mehmet Ağar istifa etmek zorunda kalmıştı” diye konuştu.
Mehmet Ağar’ın, AKP iktidarının yasa değişiklikleri sayesinde sadece 1 yıl hapis yatıp çıktığını hatırlatan Bülbül, “Aynı derin güçler, 2000’lerden itibaren tek parti rejimine bir biçimde eklemlenerek, rant ilişkisini yeniden tahsis etti. Bugün bakanların, bakan çocuklarının adının karıştığı bu rezaletler, kendi içlerinden çıkan bir mafya lideri tarafından ifşa oluyor. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in ülkücü mafya lideri Abdullah Çatlı için kullandığı “devlet uğruna kurşun atan da kurşun yiyen de bizim için her zaman saygıyla anılır, şereflidir” ifadesi tarihe geçmişti. Bugünün iktidarı da mafya liderlerine sahip çıkıyor, resmi koruma veriyor, kendilerine destek için miting yapmalarına izin veriyor, boy boy fotoğraf çektiriyorlar. Dün yandaş medyada saygın iş adamı diye anılan, meydanlarda kan banyosu yapacağız diyen ve haklarında tek bir soruşturma açılmayan mafya lideri bugün itiraflarda bulunuyor” ifadelerini kullandı.
BU PİSLİĞİ DEVRİM TEMİZLER
Bülbül şunları kaydetti: “Yıllardır ülkeyi yöneten sağ siyasetin sebep olduğu çürümüşlük ortada bugün yapılan itiraflar Susurluk’tan daha vahimdir. İktidarın en muktedirlerine dokunan uyuşturucu ticareti, kara para aklama, mal varlıklarına çökme ve cinayet iddiaları ortaya atılmasına rağmen bu muktedirler hesap vermek bir yana halkla alay edercesine açıklamalar yapıyor. Bugün gerçekleri ortaya çıkarıp hesap soracak ne yargı var ne meclis ne de bağımsız medya! Zaten biliyorduk. Mafya dün olduğu gibi bugün de sağ siyasetin sokaktaki vurucu gücüdür.”
AKP’lilerin çocuklarının ayrıcalıklı hayatlar yaşadığını vurgulayan Bülbül, şunları söyledi:
“Yoksul halk zam ve vergilerler boğuşup hayatta kalmaya çalışırken halkın sırtından toplanan vergilerle haramilerin kasası dolduruluyor. Medyadan siyasete mafyadan ticarete uzanan kirli çark tüm çürümüşlüğüyle ortada. Türkiye bu karanlık senaryonun bir parçası olmak zorunda değil, bu filmi izlemek zorunda değiliz. Mafyanın, çetelerin, tarikatların ve her türlü karanlığın merkeze yerleştiği bu düzenle hesaplaşmak için şimdi harekete geçme vakti. Bu pisliği sol temizler! Bu pisliği devrim temizler!”
