Süper Lig geride kalan 8 haftada geçen yıllara oranla bambaşka bir görüntü çizdi. 72 maçta toplam 242 golün atıldığı ve hiçbir maçın golsüz sonuçlanmadığı ligin seyir zevki gittikçe artıyor
EREN TUTEL
@erentutel
Sekiz haftası geride kalan Süper Lig tam anlamıyla gol şölenine sahne oluyor. 72 maçta toplam 242 golün atıldığı ligde hiçbir maç golsüz sonuçlanmadı. Maç başına ortalama 3,36 gole sahne olan Süper Lig, her anlamıyla çok daha rekabetçi bir lige dönüştü. Ligin yeni ekibi Göztepe’nin, Manisa temsilcisi Akhisarspor’un aldığı sonuçlar dikkat çekerken, bu iki ekip Galatasaray’ın ardından ikinci ve üçüncü sırada yer aldı. Beşiktaş’ın son 3 haftada bir puan çıkarabilmesi, Akhisar’ın deplasmanda tarihi bir sonuçla Trabzon’u 6-1 mağlup etmesi, dört büyükler dışındaki ekiplerin ne kadar geliştiğinin kantı oldu.
Geride kalan 8 haftanın en skorer takımı olan lider Galatasaray attığı 20 golle en skorer takım olurken, sarı-kırmızılıları 17 golle Göztepe ve Trabzon takip etti. Akhisar karşısında aldığı mağlubiyetle büyük bir krizin içine giren Trabzon yerdiği 21 golle savunması en zayıf takım konumunda. Trabzon’un arkasında ise 20 golle ligin en kötü ekibi olarak adlandırabileceğimiz Osmanlıspor geliyor. Gol krallığının zirvesinde 9 golle Galatasaray’ın Fransız yıldızı Bafetimbi Gomis ve Göztepe’nin golcüsü Adis Jahovic yer aldı. Bu ikiliyi 7 golle Vagner Love, Burak Yılmaz takip etti.
Galatasaray’ın dönüşümü
Maç başına kaleyi en çok yoklayan takım 11,62’lik oranla Beşiktaş oldu. En fazla isabetli şutu kaleye gönderen ise yine lider Galatasaray. Bu anlamda Cimbom’a ayrı bir parantez açmakta fayda var. Sezon başında yaşadığı Östersunds faciasının ardından bambaşka bir takım olacaklarını iddia eden teknik direktör Igor Tudor fazlasıyla dediğini gerçekleştirdi. Neredeyse bütün hücum istatistiklerinin zirvesinde yer alan Galatasaray oynadığı oyunla parmak ısırtıyor.
Gol oranının fazlasıyla yükselmesi oyun tarzlarını da etkilerken, eskinin alışılagelmiş ‘anadolu takımı büyükler karşısında savunmaya dönük oynar’ klişesi yavaş yavaş son bulmaya başladı. Artık kapanan değil oyunu daha ileride kuran takımların çok daha fazla etkili olduğu inkâr edilemeyen bir gerçek. Sıradan anadolu takım klişelerinin dışında çok farklı bir strateji belirleyen Göztepe ve Akhisarspor’un başarısı bu gelişime örnek olarak gösterilebilir.
Tamer Tuna ve Okan Buruk farkı
Topa rakibinden daha fazla hâkim olmaya çalışan bu iki ekip hücum ve savunmayı sentezleyerek seyir zevki yüksek takımlar sahaya çıkarıyorlar. Bu mantaliteyi takımlarına aktaran iki teknik adama ayrı bir parantez açmakta fayda var. Tamer Tuna ve Okan Buruk ikilisi oynattıkları cesaretli futbolla takdiri fazlasıyla hak ediyor. İki yeni nesil yerli hocanın bu başarısı da bazılarının diline pelesenk ettiği yerli-yabancı tartışmasına noktayı koyuyor gibi; futbolda kimliğin önemi yok, çalışan ve iyi olan parlamaya devam ediyor.
