SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi Gizem Gül Kürekçi Ankara’da 1 Mayıs kutlamalarının ardından yaşanan polis provokasyonunu değerlendirirken iktidarın halkı sokakta istemediğinin altını çizdi.
Salgın sürecini iktidarın fırsata dönüştüremeye çalıştığını ifade eden Kürekçi, “İktidar çözülürken kendini büyük göstermeye, muhalefeti de sokağın dışına itmeye çalışıyor. AKP kongreleri böyle bir gösteri olarak tasarlanmıştı. Sokağı da kolluk kuvvetleriyle kontrol etmeye çalışıyor. Ama nafile bir çaba çünkü her köşe başını polisle tutarak, köylünün, işçinin, kadının, gencin karşısına barikat kurarak sonuç alması mümkün değil” diye konuştu.
TEK ADAM REJİMİNE KARŞI KARARLI BİR MÜCADELE
SOL Partili Kürekçi AKP iktidarının sorunları halkın sırtına yıkarak kurtulmaya çalıştığını söyleyerek, “Tam sefalet günleri başlıyor. Bu dönemde aşılama hızının artması gerekirken aşı randevuları erteleniyor. İstisna adı altında tüm emekçiler çalışmaya gönderilirken, iş sonrasında eve kapatıp virüse yayılma alanı açıyorlar. Gündelik çalışan, ücretsiz izne gönderilenler için, dükkanları kapalı olan esnaf için hiçbir destek yok” dedi. İktidarın yaklaşımının “sınıfsal bir tercih” olduğunu ifade eden Kürekçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bu ağır yükü emekçinin sırtından kaldırmak, ülkeyi boğan bu tek adam rejiminden kurtulmak için tüm ezilenlerin ve emekçilerin daha büyük kararlılıkla mücadelesini, muhalefetini örgütlemekten başka bir çıkış yolu yok.”
1 MAYIS YENİ DÖNEMİN BAŞLANGICI OLACAK
Türkiye’de içine sürüklendiği ekonomik ve siyasal krizin dünya çapında yaşanan krizden bağımsız değerlendirilemeyeceğini söyleyen Kürekçi, “Saray rejiminin krizi aynı zamanda üzerinde yükseldikleri kapitalizmin krizi ile iç içe geçiyor. Salgında açık bir biçimde bu düzende her şeyin parası olan için düzenlendiği görüldü. Emeği ve doğayı sınırız bir kâr alanı olarak yağmalayan sermaye düzeni, şimdi salgın sonrasını bugün hayata geçirmeye çalıştıkları yeni sömürü biçimleri ve baskılarla örgütlemek niyetinde. Yoksulluğa ve eşitsizliğe karşı artan tepkileri pansuman edecek kimi düşüncelerin de ileri sürüldüğünü görüyoruz.”
Pandemi koşularında kutlanan 1 Mayıs’ın yakın tarih için derin toplumsal krize karşı yaşamı örgütleyecek ve yeni düzenin kurucusu olacak bir iddianın öncü göstergeleri olacağını aktaran Kürekçi, “1 Mayıs’ta, sağlığın ve eğitimin parasız olması, yoksulun sırtındaki vergilerin kaldırılarak, ülkeyi sömüren zenginlerin vergilendirilmesi, tam sefalet dayatmasına karşı halka ekonomik ve sosyal destek taleplerini öne çıkartarak, bu 1 Mayıs’ı bir mücadele sürecinin de başlangıcı olarak örgütleyeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
***
İşyerlerinde hükümet protestosu
Fabrika önleri, hastane bahçeleri sanayi sitelerinin merkezleri 1 Mayıs kutlamalarının adresi oldu. Çeşitli sendikaların ve derneklerin öncülüğünde gerçekleşen ortak etkinliklere binlerce emekçi katıldı.
İşyerlerinde yapılan 1 Mayıs etkinliklerinin ana teması pandemi koşullarında emekçilere dayatılan çalışma koşulları oldu. Tam kapanmaya rağmen onlarca iş kolu kısıtlamanın dışında tutulurken, aşı ve yaygın test gibi hiçbir talebin kabul görmemesi emekçilerin birinci gündemiydi.
Pandemi sürecinin sermaye için fırsata çevrildiğinin altı çizilen açıklamalarda ekonomik tedbirlerin işçileri korumadığının, fesih yasağının ve ücretsiz izin uygulamasının işçiyi sindirmenin, hakkını yemenin araçları olarak kullanıldığına işaret edildi. Patronların sıkça başvurduğu işçilere yarım maaş ödenmesi, çift bordro gibi uygulamalara karşı mücadele çağrısı yenilendi.
