Unutmayalım!

Unutmayalım!

Aykurt Nuhoğlu

Siyasetin tıkandığı günlerden geçiyoruz. İktidarın arka arkaya aldığı anti demokratik kararlar, her alanı etkiliyor. İnsanlar gelecekten umutlarını kaybediyorlar. Gidişin iyi olmadığı konusunda ortak bir endişe var.

20 yıllık AKP iktidarında yitirdiklerimizi unutmamalıyız. Parlamenter sistemimizden, ekonomimize kadar her alanda kaybediyoruz. Kamu kaynakları yok pahasına satılıyor, partiler kapatılmak isteniyor, seçilmiş yerel yöneticiler mahkeme kararları olmadan görevden alınıyor. Toplumun büyük kesiminin memnun olmadığını anketlerde görüyoruz. Demokrasi kültürümüzün bizi koruyacağını düşünüyorduk ama geldiğimiz noktada “bu kadarı olmaz” dediğimiz her şeyi yaşıyoruz. Çok fazla olumsuzluk anlatılabilir. Kanal İstanbul, Gezi Parkı’nın bir vakfa verilmesi vs. yazdıkça sayfalar doldurulur. Üstelik bu olumsuzlukları sabah ve akşam anlatan yayınlar olmasına rağmen, sistem niçin kendini yenileyemiyor? Sorgulamaya neden bir alternatif olamadığımızı düşünerek başlamalıyız.

Çürüyen sistemin etrafa yaydığı koku, vatandaşları siyasal partilerden, siyasal partileri de kuruluş felsefelerinden uzaklaştırdı. İdeolojilerin öldüğü, “biz siyaset değil, hizmet yapıyoruz” söylemleri, değersizleşen siyaseti daha da değersizleştirdi. Dinin siyasallaşması, alt kimliklerin öne çıkartılması, farklılaşmak için suni ayrıştırıcı kavramların kullanılması, toplumun siyasetle arasına mesafe koydu. Sorunların çözümüne olan güven azaldıkça, hayat daha zor akmaya başladı. Siyasette sağ liberal ideolojinin etkinleşmesi, farklıkları azalttı. Siyaset sağa kaydıkça da sağdaki AKP, daha radikal çıkışları denemeye başladı. İstanbul Sözleşmesi’ni kendileri imzalamasına rağmen imzalarını geri çektiler.

İNANDIRICILIĞI YOK

Muhalefetteki siyasal partilerin kendi farklarını gösterecekleri yerler, kazanılan belediyeleridir. Bu iktidardan bunalan halk, farklı bir alternatif görmek için muhalefete belediyelerde bir şans vermiştir. Belediye başkanlarının kendilerini siyasi bir aktörden çok herkesle uyum içerisinde çalışacağını kanıtlamaya çalışan ve yerel yönetimi hizmet götürmeye indirgeyen uzlaşmacılar olarak göstermesi, aldıkları oyun temsil edilememesine sebep olur. Uzlaşmanın olması için çatışma olması gerekir. Siz sürekli uzlaşmaya çalışırsanız bunun adı teslimiyet olur. Biat eden, halktan aldığı yetkiyi halk adına kullanmayanların, halkta karşılığı olmaz. Kentlerimizi yağmalayan, imar katliamını yapanlar, demokrasimizi ayaklar altına alanlar, hukuk tanımayanlarla aynı fotoğrafta olmaya çalışmanın inandırıcılığı yoktur. Bir belediye başkanı kentinin ihtiyaçları için eğiliyorum, dediği zaman ona oy veren milyonlarca insanın eğilmesine sebep olur. Hayatın her alanında hakkını alamayan, almak için başını eğmek zorunda olan halk, artık kendi hakkı olanı, başı dik bir şekilde almak istemektedir. Seçilen yöneticiler ancak gücünü yasalardan ve halktan alırsa toplumda bir karşılık bulabilir, yeni bir ses getirebilir. Bunun için de seçilen yöneticiler ile halk arasındaki bağın kuvvetlenmesi, kişisel bir ilişkiden siyasi bir hatta dönüştürülmesi gerekir. Vatandaşlar temsilcilerini tanıdıkları için değil, bir siyasi programı temsil ettiği için seçerler.

Demokrasi ve refah isteyen milyonlarca yurttaş var. Ancak bu yurttaşlar ile siyasal partiler arasındaki bağlar çok zayıf. Hem seçmenlerin partilerinde söz ve temsil hakkının bulunmaması hem de partilerin kendi programlarından uzaklaşması bu bağları günden güne koparıyor. İnsanlar siyasetin artık profesyonel bir meslek haline getirildiğinin farkında. Bir taraftan da ezilen, yoksullaşan, hakları gasp edilmiş insanların bir araya gelebileceği platformlar azalıyor, toplantı ve gösteri yapma hakkı dahi kullanılamıyor. İktidarın anti demokratik uygulamalarının karşısında muhalefetin halkla birlikte irade koyamaması da güven ortamını zedeliyor.

Bugün AKP iktidarının sonunu getirmek için sadece muhalefet partilerini bir araya getirmek yeterli değildir. Aynı zamanda bu partilerin kendi tabanları ile bağlarını güçlendirecek samimi bir siyasi söylem geliştirmeleri desteklenmelidir.

KANSER GİBİ

Değişimi sağlamanın yolu AKP’nin yarattığı çürümüş sistemi hedef almaktan geçiyor. Sisteme karşı olmak zordur ve cesaret ister. Çürümüşlük kansere benzer, vücudun her tarafını sarar. Gerekirse kendi içindeki çürümüş parçaları kesip atmak gerekir. Şarkın klasiği olan kendi ahlaksızını görmeyeceksin politikası, sistemin devamını sağlar.

Unutmayalım! Çürümüş sistemden beslenenler, sistemi değiştirmezler.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

izmit escort bayan bursa escort şişli escort istanbul escort avrupa yakası escort şirinevler escort beylikdüzü escort avcılar escort şişli escort ataşehir escort bursa escort betvino beylikdüzü escort şişli escort sex hikaye milanobet giriş dinamobet giriş güvenilir bahis siteleri Deneme bonusu Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler ataköy escort istanbul escort roketbet yeni giris roketbet üyelik roketbet bonuslari roketbahis yeni giris antalya escort antalya escort istanbul escort